Gün :5 Kasım 2018

Her yazımda belirtiğim gibi, motosiklet her ne kadar riskli olursa olsun gelecekte özellikle büyük şehirde trafik sıkışıklığı ve otopark problemi için en önemli çaredir. İşte bu yüzden tüm gelişmiş ülkelerde motosiklet çok
daha hızlı bir şekilde yaygınlaşmaktadır. Ancak ülkemizde yaşanan olumsuz ekonomik şartlar sebebiyle Türk Lirası yabancı paralar karşısında önemli ölçüde değer kaybetti dolayısıyla motosiklet fiyatları kademe kademe yükselmeye
başladı. Bu durum önümüzdeki günlerde motosiklet satışlarının ciddi şekilde düşmesine sebep olacak. Şartların bu kadar kötüleştiği bir dönemde otomotiv ve motosiklet sektörü için beklentimiz hükümetin diğer avrupa ülkelerinde uygulanan vergi oranlarına benzer bir vergi sistemini hayata geçirmesi ve sektörü tekrar canlandırmasıdır.

Motosiklet kullanırken 2 ana kurala dikkatinizi çekmek istiyorum, bu kurallar her ne kadar temel bilinmesi ve uygulanması gereken önemli kurallar olsalarda maalesef unutuyoruz ve gerektiği gibi uygulamıyoruz.
Viraja girerken önünüze bakmayın ve mutlaka kafanızı virajın çıkışına çevirerek oradaki bir noktaya bakın. Bu temel hareket motorunuzun virajı çok daha rahat almasını sağlayacak, böylece keyifli ve güvenli bir dönüş yapacaksınız.
Vitesi motorlarda bacaklarınız arasında bulunan depoyu dizleriniz ile hafifçe sıkıştırın. Böylelikle motoru daha rahat kullandığınızı ve kollarınızın daha rahatladığını hissedeceksiniz.

Bu ayki konuğum Honda CB1000R
Honda Derindere Ataşehir’de uzun süredir merakla beklediğim CB1000R ile buluştuk. Sıvı soğutmalı, 4 silindirli, 998 cc, 4 zamanlı, DOHC, 8250 d/d’da 145,5 HP gücünde , 104Nm tork üretebilen bu canavar makina 6 vitesli, ve
212 kg ağırlığında. Yakıt kapasitesi 16.2 litre, sele yüksekliği 830 mm.
Honda’nın akıllı yeni jenerasyon motosiklet olarak tanımladığı bu motorda seçilebilir motor modları, elektronik kontrollü gaz kolu (TBW), yardımcı kayar kavrama, hızlı vites değiştirici mevcut. Ayrıca güvenliğinde en üst düzeyde düşünüldüğü CB1000R’da Showa ön süspansiyon, seçilebilir tork kontrol sistemi (HSTC), ayarlanabilir motor
freni seviyeleri standart olarak sunulmuş. Bunlara ilave olarak motosiklet tamamen LED aydınlatma sistemi ile donatılmış.
Ben motosiklet kullanmaya başladığımdan beri naked motorlardan pek hoşlanmadım, yanlış anlaşılmasın! Bu tip motosikletlerin şeklini, tipini ve duruşunu çok beğeniyorum ama kullanma rahatlığı olarak bana hiçbir zaman cazip gelmiyor, açıkçası bir enduro ya göre oturuş pozisyonunu daha az konforlu buluyorum. Tüm bu olumsuz önyargılarımla yola çıktım, ilk gün Ortaköy’den Sarıyer’e kadar çok keyifli bir sürüş yaptım, Sarıyer’de çay ve börek molası verdim, dönüşte çevre yolundan Kadıköy’e geçtim, ikinci gün ise Beşiktaş’tan Yeşilköy’e sahil yolundan
gittim ve yine çevre yolundan döndüm.Böylece 2 gün içerisinde motoru hem şehir içi hem de otoyolda
test ettim ve toplam 200 km civarında yol yapma şansı buldum.
Öncelikle belirtmekte fayda var Honda bu modelini gerçekten çok yakışıklı dizayn etmiş, İtalyan ve İngiliz motosiklet markalarının Café Racer modellerini andırıyor. İnsan park ettiğinde bile gözünün göreceği bir yere koyup biraz seyretmek istiyor.
İlk bakışta gidonun dönüş turu dar gözükse de şasinin kısa olmasından dolayı dönüşler inanılmaz kolay ve motor çok kıvrak. Aynı şekilde virajlarda da oldukça başarılı ve keyifli bir his yaşatıyor. En önemli özelliği bence motorun gücü ve hızlanması, bu kadar ha fif bir motorda bu derece güçlü bir makine insanı heyecanlandırıyor ve sürat yapmaya teşvik ediyor.
CB1000R da oldukça fonksiyonel bir gösterge kullanılmış, ihtiyacınız olan tüm bilgileri kolayca bulabiliyorsunuz.
Sonuç:
Honda CB1000R çok keyifli bir motor, benim önyargılarımın bir kısmını yıkmayı başardı. Yol tutuşu, dengesi ve hızlanması inanılmaz başarılı. Elbette uzun yol yapacaklar için ideal bir seçim olmayabilir ama yakışıklı duruşu ve performansı ile birçok sürücünün rüyalarını süsleyecek bir motor.
Sevgiyle kalın

Devamını Oku